‘Mirabal kardeşler’ tecavüze ve şiddete uğrayan, yaşamları ‘erk-ek devlet şiddeti’ ile ellerinden alınan kadınlar olarak ne ilktiler ne de son. Kadına yönelik şiddet, yaygın ve çeşitli boyutlarda sistematik bir şekilde sürüyor. Bu 25 Kasım’da da dünyanın her tarafında kadına yönelik şiddeti lanetlemek ve ortadan kaldırmak için mücadeleyi yükselteceğiz. Üzüntümüzü değil, ‘öfkemizi ve isyanımızı’ taşıyacağız sokaklara. Dünyamızda kadın sorunu kadar ilgi çeken bir de ekolojik sorunlar vardır. Kadının doğaya olan yakınlığı tarihsel ve bilimsel veriler kanıtlamıştır. Merkezi uygarlığın kadın üzerinde tahakkümü doğaya tahakkümü getirmiş, ekolojik sorunlar toplumsal sorunlar kadar öne çıkmıştır. Hava, su ve toprağın kirletilmesine yol açan endüstriyalizm canavarına karşı kadın hareketinin evrenselleşen ideolojisiyle ortak bir ekolojik kadın örgütlülüğünün oluşması ve buna karşı ciddi mücadele alanlarının da gelişmesi kadın öncülüğü açısından önemlidir. Bizler İskenderun kadın platformu olarak toplumsal cinsiyet ekseninde, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplumun inşasına öncülük etmeyi hedefliyoruz. Kadın Platformu’nun amacı kadına yönelik şiddet ve ona bağlı olarak ve bu toplumsal yarayı mercek altına almak ve kamuoyu oluşturmak, yapılacak olan yeni anayasa da kadına yönelik her türlü kanuni yaptırama dikkat çekmek ve katkı sağlamaktır. İdeolojik, politik ayrışmalarımız olsa da kadın katliamları, şiddet ortak paydamız ve bunlar söz konusu olduğunda farklılıklarımız bir kenarda kalıyor. Kadın emeğinin, kadın ortaklaşması ve kararlaşmasının ortak kadın eylemi ve dilinin yakalanması konusunda önemli bir mesafe kat ettik.Şiddetin sadece erkeğin kadına dönük geliştirdiği fiziksel şiddet olmadığını sorunun daha derin ve kapsamlı olduğunu, militarizmle, ataerkillikle, milliyetçilikle, sistemin bir bütünüyle ilgili olduğunu “Şiddet toplum üzerinde uygulanıyor. Ataerkil bir zihniyetten kaynaklı, erkek eliyle gerçekleştiriliyor. Toplum üzerinde süregelen bu şiddeti durdurabilmek için daha önce İskenderun emek ve demokrasi platformu kadınları olarak platform oluşturduk, mücadele yolları belirledik. Yürüttüğümüz kampanyalar kesinlikle topluma değen kampanyalardı çeşitli paneller, mahalle çalışmaları yürüttük. Namus ve şiddet olgusunun sadece kadına yaftalandırıldığını, bunun bilinçli yapıldığını, aslında bunun toplumun ruhsal dinamiklerine de bir saldırı olduğunu anlatmaya çalıştık. Kadına uygulanan şiddetin nasıl bir ataerkil şiddetten beslendiğini, yaşamımızda nüfus bulduğunu anlatarak önemli dinamikleri açığa çıkardığımızı, önemli bir bilinç yarattığımızı düşünüyoruz. “Kırım gittikçe güçleniyor, iktidar tarafından da besleniyor. Bugün her gün TV’lerde kaç kadının öldürüldüğünü, işkence gördüğünü ya da tecavüze uğradığını görüyoruz. Kadınların ortak mücadelesi kadına dönük şiddetin bugün yeterli düzeyde olmasa da tartışılmasını sağladı. Tarihsel bilincimiz ve deneyimlerimiz gösteriyor ki; dinin siyasallaştırılması ve kökten dincilik ile tekçi ulus devlet laiklik anlayışı kadın özgürlüğüne karşı temel tehditlerden biridir. Kadını ret ve inkâr eden kökten dinciliğe karşı mücadelemizi yükseltmek bu her iki Modele karşı mücadelemizi yükseltmek, değişim sürecini bir kadın devrimine dönüştürmek temel mücadele konumuzdur. Herhangi bir ideoloji, din ve inanç kadına yönelik baskı olarak kullanılamaz. Kadınlar tercih ettikleri yaşam tarzı ve kıyafetleri sebebi ile herhangi bir ayrıma tabi tutulamaz, bu sebeple sosyal, siyasi, eğitim ve çalışma haklarından mahrum edilemezler.Suriye’deki savaştan kaçan kadınların yaşadığı mülteci kamplarını gözlemleyerek ordaki kadınlar için dayanışma içinde olacağımızı duyuruyoruz.Biz kadınlar, tecavüz, taciz, mobbing, recim, kadın sünneti, kadın cinayetleri, kadına yönelik erkek ve devlet şiddetine; kadınlara esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatan neo liberal politikalara karşı mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz Bundan sonrada İskenderun kadın platformu olarak alanlarda her kadının yanında gözyaşının içinde olmayı hedefliyoruz İdam tehdidi altındaki kadınlar için uluslar arası duyarlılık yaratmak, gözaltında işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek için ortak eylemlilikler yapacağımızı belirtiyoruz. Etnik, ideolojik, dini inanç, cinsel kimlik, cinsel yönelim ayrımcılığın her türüne karşı çıktığımızı belirtiyoruz. Bütün halkların anadilini koruma ve savunma hakkı olduğunu, eğitim ve anadilde yaşama kakının kadınlarında talebi olduğunu söylüyoruz. Biz kadınlar barış müzakerelerinde kadının eşit ve cinsiyet eşitlikçi temsiliyeti sağlanmada gerçek bir barış inşasının mümkün olmayacağını düşünüyoruz. Bu temelde barış müzakerelerinde kadın temsiliyetinin sağlanması için biz kadınlar mücadeleyi yükseltmeyi hedefliyoruz. Her türlü işgale ve dış müdahalelere karşı çıkıyor, ulusal ve toplumsal mücadele ile kadın hakları için verilen mücadelenin ayrılmaz olduğuna ve birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz aşağıda yazılı olan kurumlar olarak bu mücadeleye omuz verecek bütün kadın oluşumlarını da aramızda görmek ve bu platformu dahada büyütüp güçlendirmek isteriz.

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!!!!

Eğitim-Sen kadınları,Tüm Bel-Sen kadınları,SES kadınları,Halkevci kadınlar,EMEP kadınları,HDP kadınları,Alevi Kültür Derneği Kadınları,İHD kadınları,Kadın emeği,LGBT-İ bireyler,SDP kadınları,İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü,SES Temsilcilik Başkanı Hülya Cengiz.