CHP Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği Eğitim Maratonu’nun 17. oturumu olan “Afetler Ülkesinde Eğitim” başlıklı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Sabah saat 04:15’te başlayan oturumda, Yücel 6 Şubat depremine atıfta bulunarak, eğitimin deprem sonrası durumuna dikkat çekti.
“Deprem sonrası eğitimde yaşanan sorunlar çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Eğitim Reformu Girişimi raporuna göre, depremin etkilediği illerde deprem öncesi okula devam eden öğrencilerin %22’si, deprem sonrası eğitim-öğretim döneminde okula gitmemiştir. Tüm çocuklarının okula devam ettiğini belirten ailelerin oranı ise %61,9’dur. Pazarcık ve Hatay’daki Çocuk Yaşam Merkezleri’nde yapılan çalışmalara göre, deprem öncesinde okula devam eden çocukların oranı %93 iken, deprem sonrası bu oran %10’a gerilemiştir. Bu rakamlar, deprem sonrasında eğitimde yaşanan kaybın ne denli büyük olduğunu göstermektedir. Eğitim bütçesi doğru kullanılsaydı, tarikat ve cemaatlere ayrılan bütçeler okulların sağlamlaştırılmasına harcansaydı, bugün Hatay’da dersliklerin %45,4’ü kullanılamaz durumda olmazdı. Eğitim, her dönemde ve özellikle afet dönemlerinde kesintisiz sürdürülmelidir.”
“Eğitim Maratonu” adı altında kesintisiz olarak 24 saat süren bu etkinlikte eğitimin her yönüyle ele alınması son derece önemli ve anlamlıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak en çok önemsediğimiz alanlardan biri eğitimdir. Bu oturumdan önemli ve ders alınacak bir sonuç bildirgesi çıkacağına inanıyorum. Türkiye’deki mevcut iktidarın eğitime bakış açısına baktığımızda, bir afet anında eğitimin “ilk gözden çıkarılacak” alan olarak görüldüğünü düşünüyorum. İktidar, eğitimli bir toplum istemiyor; okuyan, araştıran, sorgulayan, itiraz eden bir nesil istemiyor. Bu nedenle eğitimi ilk gözden çıkarılacak alan olarak belirliyorlar.”
“Afet dönemleri, hayatın her alanının ciddi kesintiye uğradığı dönemlerdir. Bu süreçlerde eğitimin kesintisiz bir şekilde devam etmesi çok önemlidir. Ülkemiz afetler açısından yüksek risk taşıyan bir ülke olduğundan, afet sonrasında çocuklarımıza ve öğrencilerimize eğitim olanaklarını hızlı ve güvenli bir şekilde sağlayacak bir mekanizma oluşturulması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki ülkemizde afet dönemlerinde ilk feragat edilen alan eğitim oluyor. Toplumun en kırılgan grupları olan kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve ekonomik olarak dezavantajlı kesimler her türlü olumsuz etkiden daha derinden etkileniyor. Afet dönemlerinde bu kesimlerin yaşadığı sorunlar daha da ağırlaşıyor. Bu nedenle, her an büyük ve yıkıcı bir deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmamız gerekiyor.